The Empire Project is proud to announce its new exhibition collaboration with Ekavart. Within the scope of this collaboration, the 4th “Bashibazouk” group exhibition is a group show that showcases the new works of the founding artists and also highlights new talented names. Among the prominent artists in the fourth series, there will be new and previously unexhibited works of Mehmet Güleryüz, Can Pekdemir, Emin Altan and Çınar Eslek.
“Nothing about humans can be strange to me,” is what gives its name to this last episode of the “Bashibazouk” series; The title is Terence’s B.C. An excerpt from his unique play “The Self-Tormentor”, written in 165. This sentence has been a great inspiration to the works of important thinkers such as John Donne, Karl Marx and Michel de Montaigne throughout history; It was the key that opened the door to the collective mind of the works to be included in the exhibition. Essentially, it is the negation of a whole, both physical and intellectual, as well as mental: the state of being purely human. This state, which is not alert, impartial, non-preachy, yet has a world-weary and jaded energy, emphasizes that the existential human condition from which we all suffer will continue until we are no longer human.
Başıbozuk consists of irregular, volunteer soldiers in the Ottoman Army. Başıbozuks, who intimidate the enemy and perform scout/lookout duties, were eliminated by the Ottoman Empire in the 19th century due to their independent attitude. “başıbozuk”, which became a swear word in the words of the characters of the Belgian cartoonist Hergé in the 20th century, is a reference to the human condition in the current cultural scene and to the connotations of the word “başıbozuk” due to the nature of the artists’ works that explore, challenge, sometimes frighten and take risks.
Eğitim, Kültür ve Araştırma Vakfı’na (EKAV) bağlı bir kuruluş olan Ekavart Galeri, The Empire Project işbirliğiyle dördüncüsü gerçekleşecek olan ”Bashibazouk” (çev. Başıbozuk) grup sergisine 28 Aralık tarihine kadar ev sahipliği yapacak. Sergide yer alacak sanatçılar arasında; Can Pekdemir, Cemil Batur Gökçeer, Çınar Eslek, Emin Altan, Lale Tara, Mehmet Güleryüz, Nathalie Mamboury ve SENA bulunuyor. Sergi; hepimizin acısını çektiği varoluşsal insanlık durumunun, biz–insan olmayana kadar devam edeceğinin altını çiziyor.
Bashibazouk serisinin bu son bölümüne ismini veren, “İnsanın Bigâne Olduğu Bir Şey Yok” başlığı Terence’ın M.Ö. 165 senesinde yazdığı eşsiz oyunu “The Self-Tormentor” dan bir alıntı. John Donne, Karl Marx ve Michel de Montaigne gibi önemli düşünürlerin yapıtlarına ilham veren bu alıntı; sergide yer alacak çalışmaların ortak paydalarından biri olarak yer aldığı belirtiliyor.
Osmanlı Ordusundaki düzensiz, gönüllü askerlerden oluşan, düşmanı korkutan ve izci/gözcü görevleri yapan Bashibazouk’lar 19. Yüzyılda, başına buyruk tavırları yüzünden, Osmanlı İmparatorluğu tarafından bertaraf edilmişti. 20. Yüzyılda Belçikalı karikatürist Hergé karakterlerinin ağızında küfüre dönüşen Bashibazouk, sanatçılarının keşfeden, zorlayan, yer yer korkutan ve risk alan yapıtlarının doğası sebebiyle, Bashibazouk kelimesinin çağrışımlarına gönderme yapıyor.